Un soir, alors que la Petite Poucette est endormie dans la coquille de noix qui lui sert de berceau, elle est enlevée par un crapaud qui souhaite l’offrir en mariage à son fils. Elle parvient cependant à s’échapper en montant sur une feuille de lys voguant à la surface de la rivière voisine. La repérant de loin, un hanneton fonce sur elle et la fait prisonnière ; il la montre à ses congénères qui, dégoûtés par l’apparence de Poucette, le rejettent. Dépité, le hanneton finit par s’en débarrasser au pied d’un arbre, mais d'autres aventures attendent la pauvre Poucette...

Cilanlanip parlatilmis ceviz kabugunda bir besik verildi küçük kiza. Dösek yerine menekse yapraklari konuldu, yorgani da gül yapragiydi. Gece burada uyudu. Ama gündüz masanin üstünde oynuyordu. Kadin, masanin üstüne su dolu bir tabak çevresine koyup bir çelenk yerlestiriyordu. Tabagin içinde bir lale yapragi duruyor, Parmakkiz bu yapragin üzerine oturup elindeki at kilindan iki kürekle tabagi bir ucundan bir ucuna gidebiliyordu. Çok güzel bir görünüm olusuturuyordu böylece. Sonra öyle yumusak, öyle tatli bir sesle sarki söylüyordu ki, böylesi hiç isitilmemisti. Bir gece uyurken, kirik bir camdan içeriye çok çirkin bir kaplumbaga girdi...Böylece Parmakkiz için serüven dolu gönler baslamis oldu. Basina neler geldi, neler…