Le livre de l'auteur lauréat du prix Nobel Orhan Pamuk, publié en 1990, a été traduit dans de nombreuses langues et a accru sa réputation internationale. Un critique littéraire britannique a eu une interprétation extrêmement intéressante du livre. Le critique a déclaré qu'un tel livre ennuyeux ne pouvait être aimé que par les Français, et que les Suédois allaient donner à l'auteur le célèbre prix Nobel. Cette prophétie du critique britannique a été confirmée et les Français ont vraiment aimé le livre, et l'auteur a ensuite remporté le prix Nobel. Le personnage principal du roman, Galip, est un avocat qui vit à Istanbul et n'est pas satisfait de son identité. Un jour, il apprend que Dream,sa femme lui a laissé une petite note.Il se rend compte que Celal, son frère est également porté disparu. Galip commence à vivre comme Celal afin de retrouver son frère et sa femme et reprend l'identité de Celal. Ce faisant, il commence à croire qu'il peut penser comme Celal et ainsi trouver où se trouvent son frère et sa femme. Roma, Istanbul entre le côté est et ouest de traiter le problème de l'identité des individus et, naturellement, la Turquie se réfère également au problème de l'identité...
Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Orhan Pamuk’un 1990 yılında yayınlanmış kitabı birçok dile çevrilmiş ve yazarın uluslararası boyuttaki ününü arttırmıştır.
Bir İngiliz edebiyat eleştirmeninin kitap hakkında son derece ilginç bir yorumu olmuştur. Eleştirmen, böyle sıkıcı bir kitabın ancak Fransızlar tarafından sevilebileceğini ve İsveçlilerin de yazara o meşhur Nobel Ödülü’nü vereceğini dile getirmiştir. İngiliz eleştirmenin bu kehaneti doğrulanmıştır ve kitabı gerçekten de Fransızlar sevmiştir ve daha sonra yazar, Nobel Ödülü kazanmıştır.
Romanın ana karakteri Galip, İstanbul’da yaşayan ve kimliğinden memnun olmayan bir avukattır. Bir gün karısı Rüya’nın küçük bir not bırakarak onu terk ettiğini öğrenir. Galip, eşini bulmak amacıyla sıradışı bir eyleme kalkışır.
Galip; eşi Rüya’nın, bir gazetede köşe yazarlığı yapan kardeşi Celal’e kaçtığını düşünür. Bu sıralarda Celal’in de kayıp olduğunu öğrenir. Galip, kardeşi ve eşinin izini bulmak için Celal gibi yaşamaya başlar, Celal’in kimliğini ele geçirir. Bunu yaparak Celal gibi düşünebileceğini ve dolayısıyla kardeşi ve eşinin nerede olduğunu bulabileceğine inanmaya başlar.
Roman, bireyin kimlik sorununu ele almasının yanında batı ve doğu arasında kalan İstanbul’un ve doğal olarak Türkiye’nin de kimlik sorununa değinmektedir.
