Celui que vous aimez, c'est le pays de votre cœur. Puis un jour vous le regardez dans les yeux ; il n'est plus là! Il part sans même vous apprendre à retrouver ce que vous avez perdu avec lui. Vous ne pouvez pas dire "merci". Une immense forêt brûle à l'intérieur, mais vous êtes le seul à brûler. Vous perdez non seulement une personne, mais un amour que vous tenez à la vie de vos cils. Vous pleurez. Certains effacent leur passé alors que les larmes mouillent leurs joues. Vous nettoyez. Vous vous sentez comme une mère qui accouche avec deux âmes et en ressort toute seule. Vous perdez ce qui vous appartient en accouchant. Mais vous ne pouvez jamais le tuer à l'intérieur. Vous emportez ce que vous ne pouvez pas sortir de votre cœur dans votre tombe. Après tout, n'est-ce pas ce que nous ne pouvons pas tuer à l'intérieur qui nous condamne à vivre avec ce que nous n'aimons pas ?
Une personne n'appelle la vie que lorsqu'elle est heureuse... Le reste essaie de vivre. N'oubliez pas ! Vous êtes aussi réel que vous pouvez l'imaginer, aussi réel que vous pouvez le réaliser. Afin de changer certaines choses, vous devez revivre la douleur familière. Et le malheur de personne ne devrait durer aussi longtemps que sa vie.
Kimi seviyorsan kalbinin ülkesi orası oluyor. Sonra bir gün gözlerine bir bakıyorsun; orada yoksun! Onunla kaybettiğini onsuz nasıl bulacağını bile öğretmeden gidiyor. "Aşkın sağ olsun" diyemiyorsun. Koca bir orman yanıyor içinde ama bir tek sen kül oluyorsun. Sadece bir insanı değil kirpiklerinden hayata tutunduğun bir aşkı kaybediyorsun. Ağlıyorsun. Kimi gözyaşları yanağını ıslatırken geçmişini temizler. Temizleniyorsun. Kendini, doğuma iki canla girip yapayalnız çıkan bir anne gibi hissediyorsun. Sana ait olanı doğururken kaybediyorsun. Ama hiçbir zaman onu içinde öldüremiyorsun. Kalbinden çıkaramadığını kabrine kadar götürüyorsun. Zaten o içimizde öldüremediklerimiz değil midir bizi sevmediklerimizle yaşamaya mahkûm eden?
İnsan yalnızca mutlu olduğu zaman dilimine hayat diyor... Gerisi yaşamaya çalışmak. Unutma! Hayal ettiğin kadar hayal, gerçekleştirebildiğin kadar gerçeksindir. Bazı şeyleri değiştirebilmek içinse bildik acıları yeniden yaşaman gerekir. Ve kimsenin mutsuzluğu hayatı kadar uzun sürmemelidir.
Şiirleri ve romanlarıyla kalplerinize dokunan Kahraman Tazeoğlu, "Mor" ile sizi yine duygusal bir yolculuğa davet ediyor.
MOR-G kitabı ile birlikte...